5 Maddede Batı’nın Yüzünü Döndüğü Srebrenitsa Katliamı
Editör
İkinci Dünya Savaşı ardından Balkanlarda yeni bir otorite olarak kendini gösteren Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti, ilk başkanı Josip Biroz Tito’nun 1980 yılındaki vefatı üzerine gerilemeye başladı. Siyasi istikrasızlığın ve ekonomik sıkıntıların baş göstermesiyle birlikte ülke içerisinde özellikle Sırplar ile Hırvatlarca yükselen milliyetçilik olgusu Yugoslavya’nın parçalanmasına ve ciddi çatışmaların doğmasına neden oldu. Müslüman nüfusun hakim olduğu Bosna bölgesinin referandumla aldığı karar üzerine bağımsız bir devlet kurma düşüncesi, Hırvatlar ve Sırplar tarafından olumlu karşılanmadı ve gizli anlaşmaların yapılmasının ardından Bosna Savaşı patlak verdi. Kanlı savaş 1992-1995 yılları arasında devam etti. Faşist güruhun sınır tanımadan giriştiği vahşet sonucu yüzbinlerce Müslüman Boşnak hayatını kaybetti, bu sayıdan çok daha fazlası Boşnak ise yerinden yurdundan oldu. Sırpların insanlıktan asıl çıktığı olay ise Birleşmiş Milletler’in sözde koruması altında bulunan Srebrenitsa’da 11 Temmuz 1995 tarihinde gerçekleşti. Kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeden etnik temizlik amacıyla girişilen bu vahşetin ardından savaş Dayton Antlaşmasıyla son buldu.
1. Savaş öncesi Yugoslavya’da son durum

II. Dünya Savaşı sonrası dağılan Yugoslavya Krallığı yerine kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti, güçlü sosyalist başkanı General Tito ile birlikte iç siyasette güçlü bir otorite oluşturdu. Bu devlet, Bosna’nın da içerisinde bulunduğu altı cumhuriyetten oluşuyordu. Soğuş Savaş döneminde sosyalist olmasına rağmen iki kutuplu düzenin sosyalist bloğunu oluşturan Sovyet Rusya’dan bağımsız ve tarafsız bir politika izleyen Tito Bağlantısızlar Hareketi’nin kurucu üyelerindendi. Ancak 1945 yılında temelleri atılan bu devletin ilk başkanı Tito ile güçlenmesi, yine General Tito’nun 1980 yılında ölmesiyle son buldu. Bu ölüm bir türlü durmak bilmeyen iç siyaseti kaynar kazana çevirdi.
2. Savaş nasıl çıktı?

Devlet Başkanı Josip Broz Tito’nun ölümü ardından bozulmaya başlayan idari yapı gün geçtikçe etkilerini daha fazla hissettirmeye başladı. Siyasi yapıyla birlikte bozulmaya başlayan ekonomik düzen Bosna-Hersek’in de içerisinde bulunduğu altı cumhuriyet yapısında ciddi hareketlenmelere neden oldu. Özellikle başta Sırplar ve Hırvatlar’da olmak üzere milliyetçi düşüncenin yeniden yükselişe geçmesiyle, 1991 yılında o zamanki Avrupa Topluluğu’nun da engelleyemediği bir sürecin hızla yaşanması sonucu Yugoslavya parçalanmaya başladı. 1992 yılında ise parçalanmanın en sert ayağı olan Bosna Savaşı patlak verdi. Dünya siyasetinin önemli bir kutbu olan Sovyetlerin yıkılması ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından Batı’nın Yugoslavya’yı yıkmaya daha da yoğunlaşmasının bu kanlı savaşın başlamasında etkili olduğunu belirtmek gerekir.
3. Bosna Savaşı’nın seyri

Haziran 1991 yılında ilk olarak Slovenya’nın ardından ise Hırvatistan’ın bağımsızlıklarını ilan etmeleri üzerine, bağımsızlık ilanları peşi sıra gelmeye başladı. Aynı süreç Bosna için de geçerliydi ve Aliya İzzetbegoviç önderliğindeki Bosnalıların yaptığı bağımsızlık referandumundan yüzde 99.4 gibi yüksek bir oranda bağımsızlık iradesi ortaya konuldu. Ancak bu bağımsızlığa başından beri karşı olan Sırplar ile Hırvatlar aralarında yaptıkları gizli antlaşmalar neticesinde Müslümanlara bağımsız Bosna Hersek Devleti’ni kurdurmama planları yaparak mevcut toprakları aralarında paylaşmışlardı. Takvimler 6 Nisan 1992 yılını gösterdiğinde ise kanlı Bosna Savaşı tüm şiddetiyle başladı. Bu savaş girişimine hazırlıksız yakalanan Bosnalı Müslümanlar faşist Sırp ve Hırvat birlikleri tarafından hunharca katledilirken Birleşmiş Milletler ve Avrupa adeta katliamı görmezden geldi. 1994 yılında yapılan Washington Antlaşması ise Hırvatlar ile yapılan savaş son bulurken, Sırplarla girişilen mücadele devam ediyordu. Batı kamuoyunun ve uluslararası birliklerin sessizliğinden güç alan Sırplar katliamın şiddetini daha da arttırırken amaçları oldukça netti; saldırılan yerleri almak, yakmak ve etnik temizliğe uğratmak!
4. Boşnaklara uygulanan katliam: Srebrenitsa

Savaş, Sırpların yıkımı ve Bosnalıların direnişi seyrinde devam ederken, sivil insanların daha fazla zarar görmemesi adına Srebrenitsa’da Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge oluşturuldu. Her ne kadar güvenli bölge olarak adlandırılsa da açlık ve sefalet bu bölgede hat safhadaydı. Ancak takvimler 11 Temmuz 1995 yılını gösterdiğinde bu alanın sadece adının güvenli bölge olduğu anlaşıldı. İnsan kasabı Sırp komutan Ratko Mladic önderliğindeki Sırp ordusu BM kontrolündeki Srebrenitsa’ya saldırdı. BM Koruma Gücü’nün Hollandalı askerleri adeta Sırpların önünden çekilip görevlerini yerine getirmeyerek bu vahşete ortak oldular. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da görülen en büyük vahşete tanık olan Bosnalı Müslümanlar hunharca katledildi. Sırplar bebek, çocuk ve kadınlar dâhil olmak üzere 8.000-12.000 Boşnakı katlederek toplu mezarlara atmış, 30.000 civarında Müslümanı silah zoruyla evlerinden kovmuş, Türk-Boşnak-İslam eserlerini tahrip etmiş ve her çeşit vahşeti sergilemişlerdi. Bosnalı Müslümanlara karşı girişilen bu katliama Sırp komutan Ratko Mladiç’in emrinde gönüllü Ruslar ve Yunanlılar da katıldı. Yunan bayrağının göndere çekilmesine dair Ratko Mladiç’in; “yanımızda yer alan kahraman Yunanlıların onurlandırılması için Yunan bayrağını göndere çekiniz” tarzında verdiği sözlü talimatının video kayıtları ise 2004 yılında Hollanda tarafından yayınlandı.
5. Dayton Antlaşması ve savaşın sonu

Üç yıl civarı devam eden kanlı savaş boyunca bütün eksikliklere rağmen onurlu bir direniş sergileyen Aliye İzzetbegoviç önderliğindeki Bosnalılar, uğradıkları her türlü katliam ve zulme rağmen yılmadan ayakta kalmayı başardılar. Netice itibariyle de ABD önderliğinde bir barış antlaşması hazırlandı. 21 Kasım 1995 tarihinde ABD’nin Ohio eyaletindeki Dayton kentinde taslağı hazırlanan ana metin ve 11 ekten oluşan antlaşma, 14 Aralık 1995 tarihinde Paris’te Bosna-Hersek adına Aliya İzzetbegoviç, Hırvatistan adına Franko Tudjman ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti adına Slobodan Miloseviç tarafından imzalandı. Antlaşma ile birlikte kurulan Bosna-Hersek Devleti, 10 kantondan oluşan Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti olarak iki Entiteye ve Brcko adında küçük bir özerk bölgeye ayrıldı. Böylece savaş son buldu. İşin ilginç tarafı ise Sırpların yaptıkları katliamdan dolayı “savaş suçlusu” olarak yargılanması gerekirken Boşnak bölgelerinden kendilerine hak verilerek ödüllendirilmesiydi.
Kaynakça
Yasin Şafak, Bosna Savaşı ve Yugoslavya’nın Parçalanması, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Bölümü YL. Tezi, 2010
İlker Alp, Srebrenitsa Soykırımı, Avrasya Etütleri Dergisi, 2017
Mehmet Dalar, Dayton Barış Antlaşması ve Bosna-Hersek’in Geleceği, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, cilt.1, sayı.16, 2008
DİĞERLERİ
KELAM
Su nasıl suya benzerse, bir milletin geleceği de geçmişine öyle benzer.
İbn Haldun